Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) verilerine göre, verem (tüberküloz) dünya genelinde hala önemli bir halk sağlığı sorunu. Ancak Türkiye, verem ile mücadelede önemli başarılar elde etti. 2005 yılında 20 bin 535 olan verem vakası sayısı, 2020 yılında 8 bin 925'e geriledi. Bu düşüş, başarılı verem savaş programının bir sonucu. Hastalıktaki azalma, erken teşhis, etkili tedavi ve temaslıların takibi gibi faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklanıyor. Verem Savaş Dispanserleri'nin de bu başarıdaki rolü oldukça büyük. Bu olumlu gelişmeler, Türkiye'deki verem tehdidinin azaldığını gösteriyor. Ancak, farkındalığın artırılması ve önlemlerin devam ettirilmesi hala büyük önem taşıyor.
Veremin Bulaşma Yolu ve Belirtileri
Verem, Mycobacterium tuberculosis basili tarafından sebep olur ve solunum yoluyla bulaşır. Hasta kişinin öksürmesi, hapşırırken havaya yayılan mikroplar, sağlıklı kişiler tarafından nefes yoluyla alınır ve akciğerlere yerleşir. Bu mikroplar vücutta sessiz bir enfeksiyon olarak kalabilir veya hastalığa neden olabilir. Gizli enfeksiyon olan bireyler, bağışıklık sistemleri zayıfladığında hastalanabilirler. Verem genellikle akciğerleri etkiler, ancak diğer organlara da yayılabilir. Belirtiler arasında halsizlik, yorgunluk, iştahsızlık, kilo kaybı, ateş, gece terlemesi bulunur. Akciğer vereminde ise iki haftadan uzun süren öksürük, balgam, kan tükürme, göğüs ağrısı ve nefes darlığı görülebilir. Özellikle geçmeyen ve antibiyotik tedavisine yanıt vermeyen öksürüklerde verem şüphesiyle hekime başvurulmalıdır. Çocuklarda ise kilo alamama belirgin bir bulgu olabilir.
Verem Risk Grupları ve Korunma Yolları
Verem tüm yaş gruplarında görülebilir ancak bebekler, küçük çocuklar, bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler (kanser tedavisi görenler gibi), HIV pozitif bireyler ve kronik hastalığı olanlar daha yüksek risk altındadır. 5 yaş altı çocuklarda verem daha ciddi sonuçlara yol açabilir, menenjit ve miliyer tüberküloz gibi daha tehlikeli formlar gelişebilir. Veremden korunmak için, verem hastası olan kişilerle yakın temastan kaçınılmalı, kapalı ve az havalandırılan ortamlarda bulunulmamalı, sık sık eller yıkanmalı ve öksürürken/hapşırırken ağız ve burun kapatılmalıdır. Çocuklara BCG aşısı yaptırılmalıdır. Tedavinin ilk dönemlerinde hasta izolasyonu ve maske kullanımı önemlidir. Ortamın sık sık havalandırılması da gereklidir.
Veremin Teşhisi ve Tedavisi
Verem tanısı genellikle balgam veya diğer vücut sıvılarında mikrobun tespit edilmesiyle konulur. Çocuklarda mikrobun az olması ve balgam çıkartamamaları nedeniyle tanı daha zor olabilir. Tanı için klinik bulgular, temas öyküsü, akciğer grafisi, bilgisayarlı tomografi ve tüberkülin deri testi gibi yöntemler kullanılır. Verem tedavisi uzun süreli (6-12 ay) ve çoklu ilaç kullanımı gerektirir. Tedaviye uyum çok önemlidir çünkü tedavi edilmeyen verem ilerleyebilir, diğer organlara yayılabilir ve ölüme neden olabilir. Tedavi Sağlık Bakanlığı tarafından ücretsiz sağlanır. Hasta yakınlarına da verem taraması yapılır ve gerekli görülürse koruyucu tedavi uygulanır. Verem artık tedavi edilebilir ve önlenebilir bir hastalıktır.